Geçenlerde iki yakın arkadaşım ziyaretime geldi. İkisi de 40 yılı aşkın bir süredir eğitim alanında ergenlerle çalışıyorlar. Genel olarak şimdiki öğrencilerin durumundan bahsediyorduk ve çocukların karakterlerinde neyin değiştiğini sorduğumda, ikisi birden “azim” dedi – daha doğrusu, azmin eksikliğine dikkat çektiler. Öğretmenler arasında çocukların “dayanıksız” büyüdüğüne dair giderek büyüyen endişeler mevcut gibi görünüyor.
Biraz daha inceleme yaptıktan sonra, arkadaşlarımın sahada gözlemlediği şeyi bilim insanlarının da laboratuvarda araştırdığını öğrendim. Azmin ya da bir başka deyişle metanetin başarıda oynadığı rol, bilimsel çalışmaların gündeminde yer alıyor. Araştırmalarda ön plana çıkan bilim insanı Angela Duckworth, çalışmalarına devam etmesi için yakın zamanda 650 bin dolarlık bir burs almış. Duckworth incelemelerini, sebatın en değerli erdemlerden olduğunu savunan William James, K.E Ericson ve Aristo’ya dayandırıyor.
Davranış biçimi olarak metanetin sözlük karşılığı “sağlam ve inatçı karakter” olsa da Duckworth kendi çalışmalarına dayanarak bu tanımı “uzun vadeli hedeflere yönelik azim ve tutku” olarak yorumluyor. Ancak, tanıdığım bazı metanet sahibi insanlar uzun vadeli hedeflerin peşinden gidecek lükse sahip değil ve daha acil ihtiyaçlarını gidermek durumundalar. Bu, yeteneklerinin değerini azaltmıyor elbette, ancak metanetin sonuçtan ziyade tutumla ilgili olduğuna işaret ediyor.
Duckworth’ün çalışmaları geleneksel anlamda olağanüstü performans ve başarı bağlamında yürütülüyor, yani uzun vadeli test puanları, dereceler ve madalyalarla ölçülmek zorunda. Özellikle şu soruyu irdeliyor: Yetenek ve zeka açısından aynı seviyede olan insanların bazıları neden diğerlerinden daha çok şey başarıyor?
Aşağıda sıraladığım metanet özellikleri, hem Duckworth’ün bulgularını hem de ölçülemeyen başka özellikleri içeriyor. Duckworth’ün kendisi, metanetin tanımlaması zor bir özellik olduğunu belirtiyor. Bazı anlarda daha güçlü, bazı anlarda ise daha zayıf hissedilen metanet, ona erişme, onu harekete geçirme ve kontrol etme derecenize göre değişkenlik gösteriyor. İşte ölçebileceğiniz daha belirgin özelliklerden bazıları…
Cesaret
Cesareti ölçmesi zor olsa da metanet seviyenizle doğrudan orantılıdır. Korkuyu veya başarısızlığı yönetme beceriniz başarı için mecburidir ve başarının öncüsüdür. Yüksek metanet sahibi insanlar başarısız olmaktan korkmaz, bu durumu sürecin bir parçası olarak kabullenirler. Yenilgiden öğrenilecek büyük dersler olduğunun farkındadırlar ve yüksek başarılar için azmin gerekli olduğunu bilirler.
Başarısızlık veya hata yapma korkusu, uzmanların deyimiyle hayat kalitesini düşüren bir “hastalık” olabilir ve risk almaya karşı duyulan sağlıksız bir isteksizlik (Ya da hassasiyeti kabullenmeye duyulan güçlü bir direnç) olarak tanımlanır. Bazı belirtiler arasında anksiyete, psikolojik engeller ve mükemmeliyetçilik yer alır. Bilim insanları bu durumu genetiğe, beyin kimyasallarına ve hayat tecrübelerine bağlıyor. Ama telaşa kapılmayın, bu çözülmeyecek bir problem değil. Eleanor Roosevelt’in de dediği gibi, “Her gün sizi korkutan bir şey yapın.” Cesaret kas gibidir, gelişmesi için her gün egzersiz yapmamız gerekir. Bunu yaptığınız takdirde büyüyecek, yapmazsanız körelecektir. Cesaret metaneti körükler.
Sorumluluk duygusu
Muhtemelen bildiğiniz üzere, “Beş Büyük Faktör Kuramı” adlı, insan kişiliklerini oluşturan beş temel karakter özelliğinin bulunduğunu öne süren bir kuram mevcut. Bu özellikler; deneyime açıklık, sorumluluk, dışa dönüklülük, uyumluluk ve duygusal tutarsızlık olarak ifade ediliyor. Her biri, diğer uçtaki zıttıyla bir süreklilik içinde ve kişiliğimiz, bunların herhangi bir zaman dilimindeki etkileşim dinamiklerinin ifadesi olarak tanımlanıyor. Örneğin, bir an çok uyumluyken az sonra öfkelenebilirsiniz ancak duygularımız genellikle dengelidir.
Duckworth’e göre, metanetle en yakın ilişkiye sahip olan özellik sorumluluk. Ancak, iki sorumluluk türü olduğu görülüyor ve ne kadar başarılı olacağınız hangi tipe sahip olduğunuzla ilgili. Bu bağlamda sorumluluk; dikkatli, özenli ve titiz davranmak demek. Ancak 1992 yılında yapılan bir çalışmada eğitimci L.M. Hough, tanımın çok daha farklı olduğuna karar verdi ve çalışması, başarıyı sorumluluğun güvenilirlik yönlerinden ayırdı.
Başarı odaklı birey, yorulmadan çalışır, iyi bir iş yapmaya özen gösterir ve elindeki görevi bitirir. Öbür taraftan güvenilir birey, daha çok öz denetim sahibi ve gelenekseldir. Hough, başarı odaklı karakter özelliğinin iş etkinliği ve eğitim başarısı açısından güvenilirlikten çok daha iyi sonuçlar verdiğini keşfetti. Yani, öz denetim sahibi ve risk almayan kişiler değişime ayak uydurabilen bireylerle aynı seviyelere gelemeyebilir.
Uzun vadeli hedefler ve dayanıklılık: Bir işin sonunu getirmek
Hem metanet sözcüğünün anlamı hem de Duckworth’ün tanımı, azim unsurundan bahsediyor. Ancak Duckworth’e göre bu olağandışı başarı noktasında açığa çıkıyor ve uzun vadeli bir bağlılık talep ediyor. Duckworth, “… başarı, yetenek ve çabanın ürünüdür. Çaba, uzun vadeli bir hedefe yönelik uğraşların yoğunluğunun, yönünün ve süresinin bir işlevidir.” diyor.
Malcolm Gladwell, 2007 yılında yayınladığı kitabında optimal başarıyı belirleyen koşullardan bahsediyor. Beatles, Bill Gates, Steve Jobs… Bu isimler bu denli güçlü bir iz bırakmayı nasıl başardılar? Gladwell ve Duckworth, hedef belirlemenin ve pratik yapmanın önemi konusunda hemfikir. Başarılı olmak için 10.000 saat çalışmak gerektiğini belirtiyorlar.
Görünen o ki olağanüstü yeteneklere sahip olsanız bile başarılı olmak için 10 yıl boyunca haftada en az 20 saat çalışmanız gerekiyor. Ancak, başarıyı gerçekten yakalamış biriyle, saatlerini bir işi yapmaya adamış insan arasında fark var: Çalışmalarınızın bir amacı olmalı. Uzun vadeli hedefler de bu noktada devreye giriyor. Hedefler, uzun süreli çabalarınıza anlam ve değer katmak için gerekli bağlamı oluşturuyor. Bu sayede motivasyon, sürdürülebilirlik, tutku, cesaret, dayanıklılık ve de metanet gelişiyor.
Rezilyans (Esneklik ve toparlanabilme becerisi): İyimserlik, özgüven ve yaratıcılık
Mükemmelliğe doğru çıktığınız yolculukta tabii ki tökezleyeceksiniz ve tekrar ayağa kalkmanız gerekecek. Peki, size ayağa kalkma ve yolunuza devam etme gücünü veren şey nedir? Gelecek bilimci ve yazar Andrew Zolli, bunun rezilyans olduğunu söylüyor. Bu konuyla ilgili kaleme aldığı kitabında rezilyansı, “İnsanların, toplumların ve sistemlerin öngörülemeyen şoklar ve sürprizler karşısında ana hedeflerini ve bütünlüklerini koruması.” olarak tanımlıyor. Zolli’ye göre rezilyans; iyimserlik, yaratıcılık ve özgüvenin bir kombinasyonu. Bu özellikler bir araya gelerek durumları yeniden değerlendirmemize ve duygularımızı düzenlememize olanak sağlıyor.
Şöyle bir denklem kurabiliriz:
İyimserlik+özgüven+yaratıcılık=rezilyans=metanet.
Metanetin en önemli noktalarından biri rezilyans ve bu özellikle başınızı dik tutmanızı, ilerlemenizi ve hangi güçlüklerle karşılaşırsanız karşılaşın direnç göstermenizi sağlayan mekanizma. Kısacası, metanetli insanlar şuna inanıyor: “Sonunda her şey çok güzel olacak ve olmazsa da bu dünyanın sonu olmaz.”
Mükemmeliyet değil üstün başarı
Genel olarak, metanetli insanlar mükemmeli aramazlar ancak üstün başarı için çaba gösterirler. Bu iki ifadenin arasında çok ince bir fark olduğu düşünülebilir ama aslında birbirlerinden oldukça farklılar. Mükemmeliyet; aşırı detaycılıktır, affedici değildir ve esnek davranmanıza müsaade etmez. Elbette mükemmelliğin gerekli olduğu durumlar da vardır. Örneğin, dalış ve jimnastik gibi spor dallarında standartları belirlemek için gereklidir. Ama genel anlamda, mükemmellik bir insanın ideal olana dair algısıdır ve bunu kovalamak bir hayali kovalamaktan farksızdır. Endişe, düşük öz saygı, obsesif kompulsif bozukluk, madde bağımlılığı ve klinik depresyon “mükemmeliyetçilik” ile bağdaştırılan durumlardan sadece birkaçı. Açık konuşmak gerekirse, bunlar başarıya engel olan uğursuzluklardır.
Üstün başarı ise bir tutumdur, bir sonuç değil. Amacın veya işlevin yerine getirilmesi anlamına gelir; erdemle yakından bağlantılıdır. Çok daha hoşgörülüdür; başarısızlığa izin verir ve onu kucaklar. Hayal kırıklığına izin verir, gelişimi mükemmelliğin üstünde tutar. Üstün başarı gibi metanet de arayış, mücadele, bulma ve asla pes etmeme tutumudur.