öğrenci

İster lisede, ister üniversitede veya daha ileride olun, organizasyon akademik başarının anahtarıdır. Ev ödevlerini ve çalışma zamanını etkili bir şekilde organize edebilirsen notlarını yükseltebileceğini biliyor muydun? Bunu yapmanın bir yolu, ev ödevi rutinine bir renk kodlama sistemi dahil etmektir.

İşte nasıl olduğuna bakalım:

Ev ödevi, öğrenciler için de öğretmenler için de pek keyifli bir şey değil, peki neden yapılıyor? İşte ev ödevlerinin iyi ve kötü yanlarına dair bazı nedenler:

Ortaokul yılları bir öğrencinin akademik kariyeri için çok önemlidir. Bu, lise ve üniversite boyunca öğrencilerle birlikte kalacak alışkanlıkların oluştuğu bir zamandır. Zaman yönetimi söz konusu olduğunda sağlam bir temel oluşturmak ve okul başarısına yol açan eylemler için sorumluluk almak önemlidir. İşte ortaokulda ders çalışmanın 10 püf noktası:

2005 yılında Gallup tarafından yapılan bir ankette öğrencilerden en zor olduğunu düşündükleri okul dersini belirtmeleri istenmiştir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, matematik zorluk tablosunun en üstünde yer aldı. Peki matematiği zorlaştıran şey nedir? Hiç merak ettin mi?

Ödevini hep son dakikada mı yapıyorsun? Gece uyuman gereken saatte mi ödeve başlıyorsun? Eğer böyleyse, asıl sorun zaman yönetimi olabilir.

Bu kolay alıştırma, çalışmalarından zaman çalan işleri veya alışkanlıkları belirlemene ve daha faydalı ev ödevi alışkanlıkları geliştirmene yardımcı olacaktır.

Gürültü dikkatini mi dağıtıyor? Bazı öğrenciler, sınıfta ya da diğer çalışma alanlarında dikkatlerini toplamakta zorlanırlar çünkü arka plandaki küçük sesler konsantrasyonlarını bozar. Ancak gürültü, her öğrenciyi aynı şekilde etkilemez. Gürültünün dikkatini dağıtıp dağıtmadığını anlayabileceğin birkaç belirleyici faktör vardır.

Disleksi dostu bir sınıf, disleksi dostu bir öğretmenle başlar. Sınıfınızı disleksili öğrenciler için sıcak bir öğrenme ortamı haline getirmenin ilk adımı disleksi hakkında bilgi edinmektir. Disleksinin bir çocuğun öğrenme yeteneğini nasıl etkilediğini ve ana semptomların neler olduğunu anlayın. Ne yazık ki disleksi hala yanlış anlaşılmaktadır. Pek çok kişi disleksinin çocukların harfleri ters yazması olduğuna inanmaktadır ve bu durum küçük çocuklarda disleksinin bir işareti olabilirken, dil temelli öğrenme güçlüğünde çok daha fazlası vardır. Disleksi hakkında ne kadar çok şey bilirsen, öğrencilerine o kadar iyi yardımcı olabilirsin.

Tekrarlı okuma, bir öğrencinin aynı metni akıcı ve hatasız okuyana kadar tekrar tekrar okumasıdır. Bireysel olarak veya grup ortamında uygulanabilir. Bu yöntem, başlangıçta öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere yardımcı olmak amacıyla kullanılmıştır. Ancak, bu yöntemin tüm öğrencilere faydalı olduğu anlaşılmıştır.

İşbirliğine dayalı öğrenme, öğrencilerin başkalarının yardımıyla bilgiyi hızlı bir şekilde öğrenmeleri ve uygulamaları için etkili bir yoldur. Bu yöntemin kullanmasının amacı, öğrencilerin ortak bir hedefe ulaşmak için birlikte çalışmalarıdır. Her öğrencinin işbirlikli öğrenme grubundaki rolünü anlaması çok önemlidir. Burada birkaç belirli role, bu rol dahilinde beklenen davranışlara ve grupları nasıl gözlemleyeceğine kısaca göz atalım:

Disleksili öğrencilere kelime öğretmek, özellikle yazılı ve okuma becerilerinde güçlük yaşayanlar için zorlayıcı olabilir. Konuşma dilleri genellikle güçlü olsa da, kelime dağarcıkları ile uyumsuzluklar olabilir. Kelime bilgisi derslerinde yalnızca kelimeyi defalarca yazmak veya sözlükten bakmak gibi pasif yaklaşımlar genellikle yeterli olmaz. Öğrenmeye yönelik çoklu duyusal yaklaşımlar, disleksisi olan öğrencilerinin öğrenme süreçlerini geliştirebilir. Bunları uygulayabileceğin birçok yöntem bulunmaktadır. Aşağıda, disleksili öğrencilerin için kelime öğretimi konusunda ipuçları ve öneriler bulabilirsin: