Genel

Down Sendromu kromozomal bir anormalliktir ve yaygın genetik durumlardan biridir. Yaklaşık olarak her 700 ila 1.000 doğumdan birinde görülür. Down sendromu, zihinsel engellerinin yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 6’sını oluşturur. Down sendromlu öğrencilerin çoğu hafif ila orta dereceli zihinsel engel aralığında yer alır.

Fiziksel olarak, Down sendromlu bir öğrenci, küçük boy, düz yüz profili, gözlerinin köşelerinde kalın epikantal kıvrımlar, çıkıntılı diller ve kas hipotonisi gibi özellikler nedeniyle kolayca tanınabilir.

Öğrencilerin derslere aktif bir şekilde katılımını sağlamak, eğitimin anahtarıdır. Geleneksel materyaller, hem öğrenciler hem de öğretmenler için bazen sıkıcı olabilir.

Teknoloji, öğretme ve öğrenmeyi daha ilgi çekici hale getirse de, bu her zaman yeterli olmayabilir. Her ne kadar ileri teknolojiyle donatılmış bir sınıfa sahip olmak mümkün olsa da, öğrencilerin derse aktif bir şekilde katılımını sağlamak her zaman kolay olmayabilir. İşte bu yüzden, sıkıcı dersleri eğlenceli hale getirmeye ve öğrencilerin derse ilgisini canlı tutmaya yardımcı olacak, öğretmenler tarafından test edilmiş 5 ipucu:

Her öğrencinin farklı hedefleri ve dolayısıyla İngilizce öğrenmek için farklı yaklaşımları vardır. Ancak bazı ipuçları ve yöntemler, çoğu İngilizce öğrencisine yardımcı olma olasılığı yüksektir. En önemli üç kuralla başlayalım:

İster lisede, ister üniversitede veya daha ileride olun, organizasyon akademik başarının anahtarıdır. Ev ödevlerini ve çalışma zamanını etkili bir şekilde organize edebilirsen notlarını yükseltebileceğini biliyor muydun? Bunu yapmanın bir yolu, ev ödevi rutinine bir renk kodlama sistemi dahil etmektir.

İşte nasıl olduğuna bakalım:

2005 yılında Gallup tarafından yapılan bir ankette öğrencilerden en zor olduğunu düşündükleri okul dersini belirtmeleri istenmiştir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, matematik zorluk tablosunun en üstünde yer aldı. Peki matematiği zorlaştıran şey nedir? Hiç merak ettin mi?

Gürültü dikkatini mi dağıtıyor? Bazı öğrenciler, sınıfta ya da diğer çalışma alanlarında dikkatlerini toplamakta zorlanırlar çünkü arka plandaki küçük sesler konsantrasyonlarını bozar. Ancak gürültü, her öğrenciyi aynı şekilde etkilemez. Gürültünün dikkatini dağıtıp dağıtmadığını anlayabileceğin birkaç belirleyici faktör vardır.

Disleksi dostu bir sınıf, disleksi dostu bir öğretmenle başlar. Sınıfınızı disleksili öğrenciler için sıcak bir öğrenme ortamı haline getirmenin ilk adımı disleksi hakkında bilgi edinmektir. Disleksinin bir çocuğun öğrenme yeteneğini nasıl etkilediğini ve ana semptomların neler olduğunu anlayın. Ne yazık ki disleksi hala yanlış anlaşılmaktadır. Pek çok kişi disleksinin çocukların harfleri ters yazması olduğuna inanmaktadır ve bu durum küçük çocuklarda disleksinin bir işareti olabilirken, dil temelli öğrenme güçlüğünde çok daha fazlası vardır. Disleksi hakkında ne kadar çok şey bilirsen, öğrencilerine o kadar iyi yardımcı olabilirsin.

İşbirliğine dayalı öğrenme, öğrencilerin başkalarının yardımıyla bilgiyi hızlı bir şekilde öğrenmeleri ve uygulamaları için etkili bir yoldur. Bu yöntemin kullanmasının amacı, öğrencilerin ortak bir hedefe ulaşmak için birlikte çalışmalarıdır. Her öğrencinin işbirlikli öğrenme grubundaki rolünü anlaması çok önemlidir. Burada birkaç belirli role, bu rol dahilinde beklenen davranışlara ve grupları nasıl gözlemleyeceğine kısaca göz atalım:

Erteleme yapıyor musun? Çoğumuz zaman zaman bir şeyleri erteleriz, örneğin bir sınava çalışmamız veya araştırma ödevlerimize başlamamız gerektiğinde. Ancak erteleme alışkanlığı uzun vadede zarar verebilir.