Amerikan futbolunun yıldız oyuncusu Travis Rudolph, ödüllü ve ünlü bir sporcu. Geçtiğimiz hafta takım arkadaşlarıyla bir okulu ziyaret eden futbolcu yaptığı küçük bir jestle çok sayıda insanın kalbini kazandı.
Montford Ortaokulu’nda çekilen ve sosyal medyada büyük ilgi uyandıran bir fotoğrafın çekildiği anda ünlü sporcu Rudolph, yemekhanede yalnız başına oturan bir çocuk gördü.
“’Birlikte yemek yemek için masana oturabilir miyim?’ diye sordum. O da bana ‘Tabii, neden olmasın?’ dedi.” diye anlatıyor Rudolph.
Çocuk kendini tanıttı. Adı Bo Paske idi. Bir altıncı sınıf öğrencisiydi.
“Ve böylece sohbet etmeye başladık.” diyor ünlü oyuncu.
21 yaşındaki sporcu Rudolph’un o anda bilmediği bir şey vardı: Bo otizmliydi ve öğle yemeğini genellikle yalnız başına yerdi. Bo Paske’nin annesi, bu anın fotoğrafını sosyal medyada paylaştıktan sonra yıldız futbolcunun Bo’nun karşısında pizza yediği görüntü, bu kadar küçük bir jestin ne kadar büyük bir ses getirebileceğini gösterdi bize.
Otizm destek grupları tarafından da paylaşılan bu fotoğraf, kısa sürede bütün sosyal medyaya yayıldı. “Bu kadar büyüyebileceği hiç aklıma gelmezdi.” diyen Rudolph ekliyor: “Herkes aynıdır ve her insan fark yaratabilir.”
Bu hikaye aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu yaşayan yakınları olan ailelerin karşı karşıya oldukları bazı zorlukları da aydınlattı. Bo’nun annesi Leah Paske oğlunun otizmli olmasından dolayı bazen “minnet” duyduğunu şöyle dile getiriyor:
“Bunu söylemek çok kötü belki ama bir şekilde bunun onun koruduğunu düşünüyorum, umuyorum. Ellerini çırptığında insanların ona bakmasını fark etmiyor gibi görünüyor. Artık doğum günü partilerine davet edilmediğinin farkına varmıyor gibi duruyor. Ve öğle yemeğini yalnız başına yediğini umursamıyor gibi görünüyor.” diyor Bayan Paske.
Bo’nun annesi oğluna her gün okulunda neler yaptığını sorduğunu da ekliyor:
“‘Bugün kendini hiç üzgün hissettiğin bir an oldu mu?’ ‘Bugün öğle yemeğini kiminle yedin?’ Bazı günler cevabı bir sınıf arkadaşı oluyor ama çoğu gün hiç kimse. Böyle günlerde onun için üzülüyorum ama o umursuyor gibi görünmüyor. Yüzünde sürekli bir gülümseme olan ve tanıştığı herkese sarılan dünya tatlısı bir çocuk.”
Bo’nun annesi o günü ise şöyle anlatıyor: “Bu inanılmaz nazik insanı oğlumla öğle yemeği masasını paylaşmaya ne itti bilmiyorum ama bunu uzun süre unutamayacağımızı söyleyebilirim. Tatlı oğlumun tek başına yemek yiyip yemediği konusunda endişelenmek zorunda kalmadığım bir gündü, çünkü çoğu insanın gözünde kahraman olan biriyle karşılıklı oturuyordu.”
Bo ise ünlü futbolcunun onunla oturmayı tercih etmesinin “muhteşem” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Beslenme çantamı bile imzaladı. Onunla otururken kendimi bir gökkuşağının üzerinde oturuyor gibi hissettim.”