7 yaşındaki Saige Price, New Jersey’deki bir ilkokulda ikinci sınıf öğrencisi. Saige yakın bir zaman önce New Jersey Eğitim Kurulu’na okuldaki deneyimleri hakkında etkileyici bir konuşma yaptı ve onlara resmen kafa tuttu.
Saige’nin annesi kızının sömestr tatili boyunca her gün konuşması üzerinde çalıştığını söylüyor. Saige, fikirlerini ve düşüncelerini oturup tek tek kendisi yazmış. Annesinden sadece yazıyı düzenleme konusunda destek alan Saige’nin konuşmasının metni tamamen kendine ait ve bugün okullardaki pek çok çocuğun duygularını yansıtıyor.
İşte o konuşma:
Sevgili New Jersey Eyalet Eğitim Kurulu;
Merhaba. Benim adım Saige Price. İlkokul ikinci sınıf öğrencisiyim. Bugün burada bana konuşma hakkı verdiğiniz için teşekkür ederim. Ben okulda oyun ve daha fazla serbest oyun ihtiyacı hakkında konuşmak istiyorum. Çocuklar daha fazla teneffüse çıkmalı, çünkü teneffüs sayesinde arkadaşlarımızla oyun oynayabiliyoruz. Ama bunun yerine zamanımızın çoğunu okuyarak, matematik problemi çözerek, matematik ve okuma sınavlarına girerek geçiriyoruz.
Büyükler için önemli olan tek şey bunlar mı?
Peki ya daha fazla öğle tatili, keman için daha fazla zaman, sanat, dans ya da müzikal tiyatroda daha fazla yaratıcı şeyler yapmak, daha fazla jimnastik saati ya da kendi istediğimiz şeyleri öğrenmek için daha fazla zaman ne olacak? Ya da kendi problemlerimizi kendimiz yaratmamız?
Öğretmenimi çok seviyorum ama senenin başında okula gitmek istemedim çünkü okulun çok sıkıcı olduğunu düşündüm. Hala da öyle düşünüyorum. Bazen sabahları annem ve babam beni okula gitmek için uyandırmaya çalıştıklarında ağlıyorum ve onlara okula gidemeyecek kadar yorgun ya da hasta olduğumu söylüyorum. Okulun kendim olmama ve yaratıcı olmama izin vermediğini düşünüyorum.
5 yaşındaki halimi hatırlıyorum. Anneme, iReady testine (Amerika’da anaokulu öğrencilerine uygulanan standart bir düzey belirleme ve tanı testi) girmek istemediğimi söylemiştim. Ne zaman düşük bir not alsam daha yüksek bir not alana kadar bilgisayar laboratuarına tekrar geri dönmem gerekiyor. Bundan nefret ediyorum. Bence bu test yasalara aykırı olmalı. Bence anaokulu öğrencileri herhangi bir standart teste de girmemeli. Bu testler anaokulu çocukları için çok zor. 5 yaşındayken soruları her zaman çok zor bulduğum için kendimi kızgın ve üzgün hissettiğimi hatırlıyorum.
Bilgisayarın başında testim bittikten sonra her oturduğumda kendi kendime, “Berbatım! Bu testte çok kötüyüm.” diyorum. Hiçbir çocuk okul hakkında böyle hissetmemeli. İnsanlar 5, 6, 7, 8 yaşında ya da herhangi bir yaşta, “Bu konuda berbat biriyim.” diye hissetmemeli. Okul ve tüm bu testler bizim öğrenme sevgimizi öldürüyor.
Bence okul, oyun zamanı ve keşfetmekten ibaret olmalı.
Hiç öğle tatilinde bir çocuk yemekhanesine gittiniz mi? Eğer bu yemekhanelerden birine giderseniz yemek yemek için bile yeterince zamanımız olmadığını göreceksiniz. Pek çok çocuğun yemeği sonunda atılır. Bazı öğretmenler bize yemeğimizin gerçekten atılmasını istediğimizden emin olup olmadığımızı sorarlar. Çoğu yemek yine de atılır, çünkü kalan son birkaç dakikamızda oyun oynamak isteriz.
Okulda geçirdiğimiz onca saat içinde en az zamanı yemek yiyebilmek ve oyun oynayabilmek için bulabiliyoruz.
Eğer okulları düzeltmek istiyorsanız çocuklara ve öğretmenlere sormalısınız.
Beni dinlediğiniz için teşekkürler.