Başucumda her an ebeveynlikle ilgili kitaplar durur, e-posta kutum ebeveynlik üzerine teoriler ve yaklaşımlarla doludur.
Kariyerimi çocuk gelişimi üzerine yaptım ve karşılaştığım pek çok ebeveynin kendilerini benzer durumlarda bulduğunu görüyorum. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeye dair her köşe başında karşımıza çıkan bilgiler ve sürekli verilen mesajlarla kuşatılmışken kendinden emin ve ne yaptığını bilen ebeveynler olmak epey zor gibi görünebilir.
12 yıllık aile terapistliği deneyimimde, pek çok iyi niyetli ebeveynin yanlışlıkla, çocuklarının ya da ailelerinin duygusal ya da gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamayan stratejiler uyguladığını gördüm. Bunun yanı sıra gittikçe çok daha fazla sayıda ebeveynin çocuklarını yetiştirme konusunda yeni ve daha sağlıklı yollar bulduğuna da tanık oldum.
Zaman içinde ve tecrübeyle elde edilen bu öngörü ve anlayışlar, çocukların sağlıklı gelişimine en fazla katkıda bulunan ebeveynlik tarzını işaret eden beyin ve davranış araştırmalarının sonuçlarıyla örtüşüyor.
1. Çocukların çocuk gibi davranacağını bilin.
Ebeveynler çoğu zaman çocukların hata yaparak ya da çocukça davranarak öğrendiklerini unutuyor. Çocukları doğru yola sokmak istiyoruz ama hemen yılgınlığa ve sabırsızlığa kapılıyor, onların mızmızlanmalarına ve “küstahça” konuşmalarına sinirleniyoruz. Oysa çocuklar böyle iletişim kuruyorlar. Beynin akıl yürütme, mantık ve dürtü kontrolüyle ilgili kısmı yirmili yaşlara kadar tam olarak gelişmez. Olgun olmayan davranışlar, olgunlaşmamış beyne sahip olgunluk öncesi tüm insanlar için normaldir. Bu bilimsel gerçek, çocuklarımız bir zorlukla mücadele ederlerken onlara yol gösterebilmek için sabırlı ve destekleyici olmamızı sağlar.
2 . Sınırları saygıyla koyun, eleştirerek değil.
Çocuklarımız dünyayla ilgili her şeyi gerçekten bizden öğrendikleri için pek çok durumda sınırlarının çizilmesine ihtiyaç duyarlar. Bulundukları ortamda sınırları belli olmazsa çocuklar kendilerini gergin ve kontrolden çıkmış hissederler.
Sınırlar eleştirerek ya da utandırarak belirtilebileceği gibi kararlı ama saygılı bir şekilde de anlatılabilir. İşyerinde sizinle nasıl konuşulması hoşunuza gider, bunu düşünün ve buna göre hareket edin.
3. Gelişim aşamalarının farkında olun.
Ne oldu da o uslu çocuğunuz, kreşe bırakırken yeri göğü çığlıklarıyla inleten bir canavara dönüştü, merak ediyorsunuz öyle değil mi? Aslında, hoş geldin ayrılık anksiyetesi!
Çocukların yetişkin olana kadar geçirdikleri çok normal ve çok sağlıklı yüzlerce aşama vardır. Bunların farkında olmak, çocukların anlaşılmaz davranışlarını bir yere oturtarak onlara isabetli ve destekleyici bir şekilde davranmanızı sağlar.
4. Çocuğunuzun huyunu ve kişiliğini bilin.
Çocuğumuzun kendine özgü kişilik özellikleriyle uyumlu olursak, ne zaman desteğe ihtiyaç duyduklarını ya da ne zaman ve nerede zorlandıklarını daha iyi anlayabiliriz.
Çocuğunuzu nelerin memnun ettiğini bilirseniz bazı kritik alanlarda daha rahat hareket edersiniz. Örneğin ev ödevini yapması için en iyi ortamı düzenlemek ya da kızınızın yaz kampından gecenin bir yarısı dönmek istediğini anlamak gibi.
5. Çocuğunuza yapılandırılmamış oyunlar için bolca zaman verin.
Oyun terapisi üzerine çalışmadılarsa pek çok ebeveyn oyunun gücünü tam olarak anlayamıyor ve takdir edemiyor.
Çocuklar her şeyi oyun oynayarak öğrenir, geliştirir. Bu, her gün onlara yapılandırılmamış ve onların kontrolünde, dünyanın oyunla keşfedileceği zaman dilimleri vermek anlamına gelir.
6. Ne zaman konuşacağınızı, ne zaman dinleyeceğinizi bilin.
İzin verdiğimizde çocuklar problem çözmeyi çok iyi öğrenirler. Onların hayatta hep başarılı olmalarını istediğimiz için hemen atlayıp, nasihatlar eşliğinde onların yerine hemen çözüm üretmemek çok zor görünüyor.
Ebeveynler biraz daha fazla dillerini tutup bekleyebilseler, çocuklarının kendi çözümlerini ne kadar çok üretebildiklerini görüp şaşırırlar. İnsanın sözlerinin dinlenmesinin çok güçlü bir terapi etkisi vardır, bu şekilde düşüncelerimizi toparlayıp bir çözüme ulaşabiliriz.
Çocukların da sözlerinin dinlenmesine ve anlaşıldıklarını hissetmeye ihtiyacı var. Tıpkı bizler gibi.
7. Çocuğunuzun dışında da bir kimliğiniz olsun.
Pek çoğumuz çocuklarımızın dünyamız olduğunu sık sık söyleriz ve bu konuda samimiyizdir. Ancak günlük hayatta ebeveynlerin daha fazlasına ihtiyacı var. Arkadaşlıklarımızı sürdürmemiz, bizi birey yapan tutkularımız ve hobilerimizle ilgilenmemiz gerekir.
Korumacı duygularımız bize çocuklarımızın bizsiz, bizlerin de onlarsız yapamayacağımızı söylerken bunu yapmak zor olabilir. Ama sağlıklı davranabilmek ve bütün duygusal ihtiyaçlarımızı çocuklarımızın sırtına yüklememek için bunu yapmak zorundayız, yapabiliriz.
8. Eylemleriniz, sözlerinizden daha güçlüdür.
Çocuğunuz için en önemli öğretmen, onunla nasıl bir ilişki kurup nasıl yaşadığınızdır. Çocuklar inanılmaz derecede gözlemcidir ve sezgileri düşündüğümüzden daha gelişkindir. Sürekli izlerler.
Bu ebeveynler için biraz rahatsız edici olabilir ama eğer çocuklarımızın bütün davranışlarımızı izlediklerini hep aklımızda tutarsak bu bizi de daha iyi insanlar yapacaktır.
9. Bağ kurmak, eğlenmek ve yaratıcılık, olumlu davranışlar ve işbirlikçi bir tavır oluşturmanın en iyi yollarıdır.
Korku ve kontrol, çocuklar üzerinde uzun vadede etkili değildir. Kısa vadede etkiliymiş gibi görünmelerine rağmen bunlar çocuklarımıza ne güçlü bir ahlaki pusula ne de problem çözme becerileri kazandırır.
Eğer çocuğunuz sizinle ilişkilerinde birey olarak değer gördüğünü hissederse, o da başkalarına değer vermeyi öğrenecek ve doğru seçimler yapacak kadar kendine güvenecektir.
10. Hedefiniz bir çocuğun yüreğini şekillendirmek olmalı, sadece davranışlarını değil.
Ebeveynliğin sadece uysal ve uslu çocuklar yetiştirmeyi amaçladığı izlenimine sahibiz. Bunlar pek çok anne babanın istediği özellikler olmakla birlikte aslında bir insanın mutlu ve sağlıklı olmasına katkıda bulunan esas özellikler değildir.
Çocuklarımızın kendi düşüncelerinin ve duygularının önemini anlamalarına yardım etmemiz onlara zorluklarla başa çıkma ve başkalarıyla ilişki kurma konusuna beceriler kazandıracaktır. Bu becerilerse onları hayatları boyunca koruyacak, onlara yol gösterecektir.
Ebeveynlik alışkanlıklarımızı ve tarzımızı değiştirmek kesinlikle kolay değil ama eğer gerçekten çocuklarımızın faydasına olacaksa buna her zaman değer.
Kaynak: http://www.parent.co/10-insights-of-remarkable-parents-from-a-family-therapist/