Bu okuryazarlık yöntemlerini bir arada öğretmek, öğrencilerin, aktif katılımını sağlayarak hem kelime bilgisi hem de okuduğunu anlama becerilerini geliştirebilir.
Bir öğretmen ve araştırmacı olarak, okuduğunu anlamayı geliştirmek için kelime öğretiminin önemini biliyorum. İkisi arasında karşılıklı bir ilişki olduğuna ve birini geliştirmenin diğerini de geliştirebileceğine dair bazı kanıtlar mevcut. Bu beceri genç öğrencilere net ve doğrudan bir şekilde aktarmak son derece önemlidir. Öğretmenler, okuduğunu anlama becerisini artırmak için kelime bilgisi öğretiminde kanıta dayalı yöntemler kullanabilir ve bu beceriyi diğer ders içeriklerine dahil edebilirler. Bunlar, öğrencilerin öğrenmesi ve akılda tutması için gerekli olan aktif işleme sürecine öğrencileri dahil etmelidir.
Kelime bilgisi ve okuduğunu anlamayı öğretmenin benim için işe yarayan dört aktif yolunu paylaşmak istiyorum.
1. SESLİ OKUMA
Öğretmenler, sesli okuma sürecine kelime bilgisini entegre etmek için öncelikle kitabı inceleyerek ve öğretilecek kelimeleri seçerek başlayabilirler. Bu kelimeleri öğrencilere önceden tanıtarak, sesli okuma esnasında kısa ve öğrenciye uygun açıklamalarla anlamlarını vurgulayabilirler. Örneğin, bir karakterin ‘endişeli’ olduğu belirtiliyorsa, “Bu, o karakterin korktuğu ya da kaygılandığı anlamına gelir.” şeklinde bir açıklama yapılabilir. Daha sonra, bu kelimelerin hikayedeki bağlamını ele alınmalıdır. Öğrencilere kelimeleri doğru bir şekilde telaffuz etmeleri için fırsat tanıyın ve kelimelerin anlamını görsel olarak hayal etmeli ve bir anıyla ilişkilendirmelerini söyleyin.
“Endişeli” örneğini kullanarak, öğrenciler kelimeyi bu şekilde hissettikleri bir zamanla ilişkilendirebilirler. Öğrencilere, hikayedeki kullanımından farklı bir bağlamda kelimenin nasıl kullanılabileceğini gösterin. Örneğin, eğer hikaye yeni bir okula başlama korkusuyla endişelenen bir çocuğu anlatıyorsa, “Doktora gidip aşı olacağım zaman endişeleniyorum” şeklinde bir örnek sunarak bu kelimeyi farklı bir durumda nasıl kullanabileceklerini gösterebilirsiniz.
Sesli okumayı kelime etkinlikleri ve kelime oyunlarıyla takip edin: Örneğin, öğrencilerden hedeflenen sözcükleri kullanarak bir cümle kurmalarını isteyin. Bir etkinlik, öğrencilerin bir kelimenin anlamını canlandırmasını içerebilir.Başka bir etkinlikte, çeşitli resimler sunarak öğrencilere hangi resmin belirli bir kelimeyle uyumlu olduğunu seçtirebilir veya bir resme bakarak hangi kelimenin uygun olduğunu belirtmelerini isteyebilirsiniz. Bu tür etkinlikler, öğrencilerin hem anlama hem de ifade etme yeteneklerini geliştirir.
Dersi derinleştirin: Bu, soru sorma teknikleri kullanılarak gerçekleştirilebilir. Örneğin, öğrencilere nasıl veya ne zaman endişeli hissedebileceklerini veya böyle hissettiklerinde ne yapabileceklerini sorun. Etkinliğin bir başka uzantısı olarak da öğrencilerin kelimeyi resmetmelerini veya kelimeyi içeren bir cümle yazmalarını isteyin.
2. GRAFİK DÜZENLEYİCİLER
Kelime öğretiminde etkili bir yöntem, hem kurgusal hem de kurgusal olmayan metinlerde ve farklı içerik alanlarında kullanabileceğiniz grafik düzenleyicileri kullanmaktır. Grafik düzenleyiciler, öğrencilere metinlere tepki verirken ya da yazılı görevleri yerine getirirken düşüncelerini yapılandırmalarında yardımcı olur. Bunun yanı sıra, grafik düzenleyiciler öğrencilere bilgiyi hatırlama ve aktarma konusunda da fayda sağlar. Hangi grafik düzenleyicinin seçileceği bireysel bir tercihe dayanabilir ya da belirli bir görevle ilişkilendirilebilir. Örneğin, kurgusal metinler için hikaye haritası idealdir, ancak kurgusal olmayan metinler için pek uygun değildir. Kurgusal olmayan metinler için kelime öğretimini desteklemek adına Frayer modeli veya T-tablosu gibi araçlar daha uygundur.
T-tablosu: Öğretmenler, kelimeleri, görselleri ya da cümleleri kullanarak kelime bilgisinin ne olduğunu ve ne olmadığını göstermek için bu tabloyu kullanabilirler.
Hikaye haritası: Bu harita, öğrencilere bir hikayenin karakterleri, mekanı, karşılaşılan problem ve bu problemin nasıl çözüldüğü gibi öğelerini ya da hikayenin başlangıç, gelişme ve sonuç bölümlerini anlamalarına yardımcı olur.
Frayer modeli: Bu model, öğrencilere bir kelimeyi daha derinlemesine anlamaları için öğrenciye uygun tanımlar, karakteristikler, örnekler ve karşıtlıklar sunarak yardımcı olur. Frayer şeması, okuma öncesi öğrencinin önceden sahip olduğu bilgiyi harekete geçirmek, okuma esnasında yeni kelimeleri tanıtmak ya da okuma sonrası kelime bilgisini gözden geçirmek amacıyla kullanılabilir. Örneğin, işbirliği kelimesini kullanarak Frayer modelini aşağıdaki gibi tamamlayabiliriz:
- Tanım: Birlikte çalışmak
- Karakteristik özellikler: Yardım etme, paylaşma, sırayla yapma
- Örnek Durumlar: Bir arkadaşla Lego kulesi inşa etmek, oyuncakları temizlemek için birbirlerine yardım etmek
- Karşıt Durumlar: Bir oyuncak için kavga etmek, birisini oyun dışında tutmak
3. ZİHİNSEL GÖRÜNTÜ
Öğrencilere metni zihinsel olarak nasıl görselleştireceklerini öğretin. Başlangıç olarak, detayları bol bir metin seçin. Birkaç cümle okuduktan sonra durun ve bu cümlelerden hareketle zihninizde oluşan görüntüyü “çizerek” düşüncelerinizi paylaşın. Tüm duyularınızı kullanmaya özen gösterin. Örneğin, “Şunu görüyorum…, şunu duyuyorum…, bu kokuyu alıyorum… vb.” Öğrencilerin kendi zihinsel görselleştirmelerini paylaşmalarını ve not almalarını sağlayın.
Daha etkileşimli bir uygulama için, bir öğrenciye detaylı bir resim verin ve diğer öğrencilere ile öğretmene, resimde ne olduğunu anlatmasını söyleyin. Ardından öğrencilerden “resimlerini” paylaşmalarını isteyin.
4. SORU SORMA TEKNİKLERİ
Öğrencilere tahminde bulunma, açıklığa kavuşturma, sorgulama ve özetleme tekniklerini öğretin. Öğretmenin bu konularda örnek oluşturması ve öğrencilere pratik yapma fırsatı tanıması gerekli olacaktır. Zengin bir dil kullanarak metinler ve kavramlar hakkında yapılan tartışmalar, öğrencilerin kelime bilgisi ve metni anlama yeteneklerini geliştirir.
Tahmin Yapma: Okumaya başlamadan önce kitabın kapağını veya başlığını kullanarak neler olacağı hakkında konuşun. Okuma sırasında, bir sonraki sayfada veya bölümde ne olacağını tartışın. Okuduktan sonra, öğrencilerden hikaye devam ederse ne olacağını düşündüklerini söylemelerini isteyin. Alternatif olarak, kendi hikaye sonlarını oluşturmalarına teşvik edin.
Açıklama: ‘Açıklayın’ terimi, bir kodun nasıl çözüleceğini anlatmak ya da bir düşünceyi ya da bilinmeyen bir kelimenin ne anlama geldiğini belirtmek için kullanılabilir.
Soru sorun: “Acaba…” ifadesini kullanarak öğrencilere soru sorma tekniğini gösterin. Örneğin, “Karakterin neden… yaptığını merak ediyorum”, “Yazarın bu cümleyi neden yazdığını merak ediyorum…” veya “__‘un neden olduğunu merak ediyorum.”
Özetleyin: Öğrencilerin bir hikayeyi kendi kelimeleriyle yeniden anlatmalarını sağlayın. Hikaye haritası gibi bir grafik düzenleyiciyi tamamlamak, düşüncelerini organize etmelerine ve hikayenin unsurlarını hatırlamalarına yardımcı olacaktır. Hikayeyi tekrar anlatırken buna başvurabilirler.
Bu tekniklerin tümü, daha büyük öğrencilerle veya yeni ikinci dil olarak İngilizce öğrenenlerin kullanabilmesi için uyarlanabilir. Örneğin, ileri seviye öğrenciler basit çizimler yerine daha detaylı yazılı geri dönüşler yapabilirler. Aynı şekilde, bu öğrenciler kelime dağarcığında yer alan kelimelerin farklı anlamlarını ve kullanımlarını da öğrenebilirler. İkinci dil olarak İngilizce öğrenen öğrenciler için, kelimelerin anlamını kavramalarına yardımcı olmak adına jestler, gerçekçi fotoğraflar, fiziksel objeler ya da çizimler kullanılabilir. Buna ek olarak, öğretmenler İngilizce kelimeye paralel olarak kendi ana dillerindeki kelimeyi de kullanabilirler.
Dianne STRATFORD
Kaynak: https://www.edutopia.org/article/4-ways-to-teach-vocabulary-and-reading-comprehension