Tuhaf bir başlık olarak göründüğünü biliyorum. Çünkü son 10 yıldır zaman yönetimi üzerine yüzlerce kitap yazıldı, sayısız eğitim tasarlandı, belki binlerce makale yayınlandı. Ancak son dönemlerde uzmanlar bir konuda birleşmiş durumda!
Zaman yönetimi diye bir şey gerçekten de yok!
Çünkü zaman, etkilenilebilecek, geri alınabilecek, biriktirilebilecek, kısacası üzerinde söz hakkımızın olabileceği bir kavram değil! Kelime grubu olarak bile yanlış aslında “zaman yönetimi”!
Bir an için şunu hayal edin! Size birisi her gün 86.400 TL vermeyi teklif ediyor ancak bu para, hesabınızda sadece bir gün kalabilir! Ertesi güne bırakılamaz, biriktirilemez ve aynı gün harcamak zorundasınız. Siz bu para ile ne yaparsanız yapın, ertesi gün aynı miktarda para yeniden yatacak..
Muhteşem, değil mi? Kim bilir bu parayla neler yapardık!
24 saatte toplam 86.400 saniye var.
Size her gün verilen 86.400 saniye!
Bu saniyeleri yönetmek ile ilgili eğitimler, yazılar, alıştırmalar bir işe yaramıyor çünkü konu bu saniyeleri yönetmek değil, konu kendimizi yönetmek…
Elimizde her sabah, herkese eşit miktarda dağıtılan bu saniyeler varsa önümüzdeki seçeneklere bir bakalım.
- Yapmaktan keyif aldığım ancak bana bir getirisi, katkısı olmayan aktivitelere odaklanabilirim.
- Yapmaktan keyif alsam da almasam da bana değer katacak olan “bir şeyler” ile zamanımı planlayabilirim.
- Plansız olabilirim, günün beni yönetmesine izin verebilirim, her saniyeyi stresle geçirebilirim.
- Neye hayır, neye evet diyeceğimi bilebilirim ve bunu yönetebilirim.
Eninde sonunda zamanı yönettiğimiz yok!
Kendimizi yönetiyoruz!
Odaklanmayı, odaklanmamayı, o diziyi seyretmeyi ya da seyretmemeyi, sosyal medyada zaman geçirmeyi ya da geçirmemeyi, o kişiyle buluşmayı ya da buluşmamayı biz seçiyoruz!
Hangi işi önceliklendireceğimize biz karar veriyoruz!
Yaptıklarımız ya da yapmadıklarımız ile ilgili “Zamanım yok.” geçerli bir bahane değil. Ne kadar zamanımızın olduğu, neye “evet” dediğimiz ile ilgili… Bu “evet” dediklerimiz bazı şeylere “hayır” demeyi gerektiriyor.
Yöneten ve oynayan biziz…
Kendini yönetmek kavramı; içerisinde bir planı, bu plana yönelik aksiyonu ve adanmışlığı barındırıyor.
Kaçımızın aklında uzun zamandır ertelediğimiz, yapmaktan kaçtığımız veya yapabileceğimize inanmadığımız planlar var?
Kaçımız bunu, “Zamanım yok ki… “ diyerek yapmıyoruz?
Bir daha düşünelim mi? Zamanımız mı yok, yoksa seçimlerimiz mi ?
Gözde Berber