Gittikçe azalan risk altındaki hayvanların sayısı her geçen gün artsa da bugünlerde alarm zilleri en fazla, ihmal edilmiş ve (Doğadaki Son Çocuk kitabının yazarı Richard Louv’un dile getirdiği gibi) “nesli tükenmekte olan bir tür” için çalıyor: Bahçecilikle uğraşan çocuklar.
Kraliyet Bahçecilik Derneği, bugünlerde Britanya genelinde bahçelerde gençlerin çok az görüldüğü, eğer bahçeciliği öğrenenler artmazsa ülkenin bahçecilik konusunda bir krizle karşılaşacağı konusunda uyarıyor.
Topluluğun genel müdürü Sue Bigs okullarda bahçecilik öğretilmediği için çocuk neslinin doğayla bağlantısı kopuk yetiştiğini söylüyor. “Birkaç yıllık bir sürede, bu ülkedeki 22 milyon bahçeyi korumak için yeterli bahçıvan kalmayacak ve bu çevresel sorunları daha da kötüleştirecek.”
Biggs’e göre iklim krizi konusunda mücadele etmek isteyen tutkulu bir genç için bahçecilik mükemmel bir kariyer olanağı olmasına rağmen çocukların çok azı bahçecilik konusunda teşvik ediliyor. “Sonuç olarak pek çok üniversite, bahçecilik bilimi ve botanik konusunda dersler vermeyi durdurdu. Bahçelerimizde açılan çalışma pozisyonları için bir İngiliz üniversitesinde eğitim görmüş çalışan bulamıyoruz.”
“Eğer çocukların, bitki yetiştirmenin havamızın ve çevrenin kalitesini artırmaya yardım ettiğini ve bunun iklim değişikliğinin etkilerini azaltacağını anlamalarını sağlarsak, sanıyorum ardından çoğu daha mutlu ve gelecek hakkında daha az korkmuş olacak.” diyor Biggs. “Çevremizi korumak için, hem tek kullanımlık plastikleri kullanmak gibi yaptığınız şeylere son verebilir, hem de bahçecilik gibi şeyler yapmaya başlayabilirsiniz. En iyisi ikisini de yapmak.”
Ülkeden yayınlanan bir rapora göre İngiltere’ye yapılan neredeyse her üç ziyaretten biri bir parka ya da bahçeye yapılan geziyi içeriyor ve yaklaşık 570 bin işe olanak tanıyan bahçecilik endüstrisi İngiliz ekonomisine yılda 24 trilyon sterlin değerinde katkı sağlıyor. “Fakat İngiltere’deki öğretmen ve ebeveynler bahçeciliğin değerini gerektiği kadar bilmiyor ve gençler bahçeciliği ‘havalı’ bulmuyor.” diyor Biggs.
Son araştırmalar çocukların genellikle yiyeceklerinin nereden geldiğini bilmediğini gösteriyor. Bir araştırma bulguları 11-14 yaş grubundakilerin 10’da birden fazlasının havuç ve patatesin toprağın altında yetiştiğini bilmediğini gösterdi.
Bir okul bahçesi yaratmanın maliyetli bir şey olmadığını söyleyen Biggs, “Bitki saksıları, kompost ve tohumlarınız varsa ihtiyaç duyduğunuz her şeye sahipsiniz demektir. Bence esas sorun öğretmenlerin zaman ve ders programları konusunda yaşadığı baskı.”
Bahçeciliğin şu anda bazı okullarda ders dışı kulüplerde öğretildiğini söyleyen Bahçecilik Derneği Başkanı Biggs şöyle devam ediyor: “Bu işe ekstra çaba harcayan öğretmenler gerekiyor. Bahçeleri matematik, coğrafya, fen, tarih ve sanat öğretmek için kullanan daha fazla öğretmen görmek istiyoruz. Öğretmenler yaratıcı olmalı ve bahçeleri ziyaret etmeli, müfredattaki konuları işlerken bahçeciliği de kullanmalı.”
Yılın Okul Bahçesi Takımı ödülü kazanan, Batı Londra, Ealing’deki Springhallow Okulu’nda bahçe harika renklerle ışıl ışıl. Kadife çiçekleri, gelincikler, ayçiçekleri, tatlı kokulu otlar, lezzetli sebzeler ve kuzu kulağı, tavşan kuyruğu otu ve çalba gibi otlar topraktan yükseliyor. Okuldaki bütün öğrenciler otizmli ve bahçe onları takım halinde çalışmak konusunda yüreklendirmek için kullanılıyor. Ayrıca yetiştirdikleri yeni yiyeceklerin tadına bakmayı deniyor ve dışarıdaki duyusal deneyimlerin tadını çıkarıyorlar.
Springhallow’da öğretmenlik yapan Cath Baynton şöyle diyor: “Bahçecilik yapan çocuklar değerli yaşam becerileri, özellikle iletişimi öğreniyorlar. Bu, sosyal etkileşimleri için gerçekten iyi.”
Baynton doğayla ilişki kurmanın çocuklar ve gezegenin geleceği için hayati bir önem taşıdığına, ana akım okulların müfredatının ise çağ dışı olduğuna inanıyor. “Londra’daki pek çok çocuğun bir bahçeye ya da açık alana erişimi yok. Çoğu hayatında ne toprağı kazmış, ne de solucan ve böceklerle karşılaşmış.”
Biggs’e göre bahçe ile uğraşan çocuklar, içinde yaşadıkları çevreyi ve doğadaki yaşam döngülerini öğreniyorlar. “Zararlı böcekler ile yırtıcı hayvanlar arasındaki ilişkiyi ya da doğal hayat ile yetiştirdiğimiz bitkiler arasındaki ilişkiyi anlamlandırmaya başlarlar. Bu aynı zamanda onlara problem çözme, esneklik ve toparlanabilme becerilerini öğretir. Çünkü bazen bir bahçede işler planlandığı gibi gitmez.”
Çeviri: Funda Tuğrul