Ebeveyn olmanın yaşamda sahip olduğumuz ve benliğimizi besleyen diğer rolleri ihmal etmek olmadığını, yeterince iyi ebeveynliğe giden yolun sağlıklı benlikten geçtiğini yazmıştım. Ancak, sıklıkla şahit olduğum durumlardan biri de günümüz koşullarının ebeveynleri yeterince iyi olmaktan çok mükemmelliğe ittiği yönünde.
mükemmel değil YETERİNCE İYİ ebeveyn aranıyor!
Ebeveynlik biçimi, toplum, içinde yaşanılan kültür ve üst kuşak ebeveynler tarafından şekillendirilen bir eylem olarak karşımıza çıkıyor. Birçok kişi ve unsur ebeveynlere ne yapması gerektiğini söylüyor. Kitaplar, uzmanlar, seminerler… Sonuç olarak elimizde kalan ise içgüdülerini dinlemeye kulaklarını kapatan, çocuğu ile geçireceği vakti şekillendirirken zorluk yaşayan, duygularını özellikle de olumsuz duygularını çocuktan saklamaya çalışan, aşırı koruyucu, aşırı müdahaleci veya helikopter ebeveynler…
Ebeveynler mükemmellik baskısı ile nasıl mücadele edebilirler?
Ebeveyn olmak duygularını saklamak değildir! Çocuklara duyguların değil davranışların kontrol edilebileceğini, duyguların evrensel olduğunu göstermek için ebeveynler çocukları ile kendi duygularını konuşmalıdırlar. Ebeveynler yorgun veya üzgün olduklarında bunu çocuklarından saklama çabasına girmek yerine çocukları ile paylaşmalıdırlar. Aksi takdirde ebeveynlerinden uygun duygusal geri bildirim almayan çocuklar, kendi duygularını tanımakta ve davranışlarını düzenlemekte zorluk yaşayacaklardır. Ebeveyn olmak koruyucu veya müdahaleci olmak değildir! Çocuklarının birey olmasını, sosyal beceriler geliştirmesini ve kendini ifade etme becerisi kazanmasını isteyen ebeveynler koruyucu veya müdahaleci olmak yerine destekleyici bir tutuma sahip olmalıdırlar. Çocukların hiç zorlanmayacağı mükemmel bir dünya inşa etme çabası hem ebeveynleri yormakta hem de çocukların özerklik, girişkenlik gibi özellikler geliştirmelerine engel olmaktadır. Çocukların baş etme becerileri geliştirmeleri adına ebeveynler aşırı koruyucu olmak yerine çocuklara yaşlarına uygun sorumlulukları vermeli ve keşif için çocuklarına alan tanımalıdırlar. Çocuklar, ebeveynlerinin onlar için inşa ettikleri dünya ile değil, gerçek dünya ile karşılaşmalıdırlar. Özetle ebeveynler, mükemmellik tuzağından içgüdülerine yönelerek, doğru kaynak ve kişileri takip ederek, yaşamı doğal akışı içinde deneyimleyerek kaçabilir ve baskı ile mücadele edebilirler.
Uzman Klinik Psikolog Ilgın ÇAKMAK Mia Emirgan Okul Müdürü