Jack Bacon, annesi öldüğünde on altı yaşında bir lise öğrencisiydi. Annesinin ölümünden sonra kendisini dağılmış hissetse de derslerinde ve sporda gayret göstermeye devam etti, kız kardeşi için güçlüymüş gibi görünmeye çalıştı. Bacon daha önce de motivasyonu yüksek ve hedefe yönelik çalışan bir öğrenci ve sporcuydu. Ancak annesinin ölümünü takip eden ve kendi kendine düşünerek geçirdiği bir dönemin sonunda yeni bir amacı olduğuna karar verdi.
“Annemi kaybetmem, bana kendimi geliştirmenin dışında bir amacım olduğunu gösterdi.” dedi Bacon. Artık babasının ailesini geçindirebilmek için nasıl fedakârlıklar yaptığını ve üvey babasının olağanüstü iyiliğini daha iyi görüyordu. Ayrıca, annesinin ondan beklediği gibi hayatı dolu dolu yaşamak için de yeni bir istek duyuyordu. “Daha iyi bir sporcu, daha iyi bir öğrenci ve daha iyi bir insan olmak istiyorum çünkü annem benim öyle olmamı isterdi.”
Bacon’un bunları idrak etmesi onun; babasına yaptıklarının karşılığını ödeyebilmek, derslerde mükemmel olmak, sporda öne çıkmak ve kişilikli bir insan olmak için elinden gelenin en iyisini yapmak istemesini sağlıyor. Bacon eskiden derslerini bir amaca ulaşmasını sağlayan araçlar olarak görürken şimdi eğitimin hayatının her alanında çok önemli olduğunu düşünüyor. “Yaptığım şeylerin sadece kendim için olamayacağını fark ettim, benden çok daha büyük şeyler için olmalı bunlar.”
Amaca Giden Yol adlı kitabın yazarı, Stanford Ergenlik Merkezi’nden William Damon’a göre amaç kavramı, dünyanın iyileştirilmesi gerektiği ve insanın bunu başarabileceği düşüncesinden kaynaklanıyor. Damon, bir amaca sahip olma duygusunun Bacon’ın yaşadığı gibi travmatik olaylarla tetiklenebileceğini ama amaca yönelik bir bakış açısı geliştirmek için trajedilerin bir ön koşul olmadığını belirtiyor.
Damon, bir amaca sahip olmanın çok önemli olduğunu çünkü bunun, “psikolojik sermaye” olarak tanımladığı, kendini bir işe adama, enerji ve dirayetle ilişkili olduğunu belirliyor. Tutku ve hırs insanın özüne odaklanırken, amaç daha geniş bir dünyanın ihtiyaçlarına temas ediyor.
Damon, insanın amacını bulmasının, günümüz gençleri için geçmiş nesillere göre daha zor olduğunu da belirtiyor. İnsanların hayat yollarında ilerlerken karşılarına doğal olaylar gibi çıkan evlilik, aynı işte uzun süre çalışmak ve durağan topluluklar eskiye göre azaldıkça, ergenler takip edecekleri hayat yolunu ve bu yolda nasıl ilerleyeceklerini daha zor bulabiliyorlar. Damon’un yaptığı araştırma, lise öğrencilerinin sadece yüzde yirmisinin bir amacı olduğunu gösteriyor. Diğerlerinin bir kısmı motive durumda ama planı bulunmuyor, bir kısmı faal ama ne tarafa yöneleceğini bilmiyor, bir kısmı da hem faal değil hem de ileriyi düşünmüyor.
Gençlere yardımcı olmanın bir yolu onlardan yapmak istedikleri ya da heveslendikleri bir şeyi tanımlamalarını istemek olabilir. Anne babalar da çocuklarına pek çok farklı şekilde yol gösterebilir.
Harekete geçin ama ufak adımlarla ilerleyin. “Çocuğunuz için hayat senaryosu yazamazsınız.” diyor Damon. Özellikle rekabetçi ve başarılı anne babalar için zor olabilir ama biraz geri çekilip çocuğunuzun adımlarını arkasından takip etmek, verimli bir şekilde yardımcı olmanın baş koşulunu oluşturuyor. Ebeveyn baskısı kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de genellikle geri teper. Damon, anne babaların kendilerini başrol yerine yardımcı rollerde görmelerinin akıllıca olacağını söylüyor.
Çocuklarınızla işinizin sizin için ne ifade ettiğini konuşun. Çocuklar, anne babalarının işlerini hevesle yapmalarını sağlayan şeylerin neler olduğunu çok ender olarak duyarlar. Yetişkinler için işleri çoğunlukla, emekleri karşılığı para kazanmalarının yanı sıra; başkalarına yardımcı olmak, kendini ifade etmek ya da ailelerini geçindirmek gibi anlamlar taşır. Pek çok mesleğin soyut ve dolaylı olduğu düşünülürse, çocuklara bu türden mesajlar vermek özellikle önem taşır. Damon, “İşin derinlerde yatan anlamının üstünü örtmek, duygusuzluk ve şüpheye neden olur.” diye belirtiyor.
Anlayışlı ve nazik sorular sorup cevabı dinleyin. Ergenlere gelecekle ilgili genellikle söylevler verilir, gelecekleriyle ilgili düşünceleri pek sorulmaz. Anne babaların yumuşak bir ifadeyle soracakları sorular, ergenlerin ileride ne yapacaklarına dair daha fazla düşünmesini sağlayabilir. Sence hayatındaki en önemli şey ne? İyi bir insan olmak ne demek? En çok ne tür şeylere değer veriyorsun? Nasıl hatırlanmak istersin?
Onlarla düzenli olarak konuşun. Gelecekle ilgili olarak yılda bir kez soru cevap görüşmesi yapmak çocukların zihinlerinin bir amaca yönelmesini sağlamakta yeterli olmaz. Anne babalar, gündelik olaylar hakkında çocuklarının fikrini sormayı alışkanlık haline getirerek hem kendi dinleme becerilerini geliştirebilir hem de çocuklara kendi değer yargılarına dair ipuçları vermeleri için fırsat tanımış olurlar. Örneğin, bir ebeveyn çocuğuna bir televizyon programı, bir reklam ya da haberle ilgili sorular sorabilir. Ebeveynler, dikkatli dinleme yoluyla ve sürekli “Neden?” diye sorarak çocukları için nelerin önemli olduğunu öğrenebilir. Damon, “Çocuklardan neyi anlamlı bulduklarına dair kendi ham fikirlerini öğrenebilirsek, bir amaca yöneldiklerini gösteren ilk belirtileri de anlayabiliriz.” diye yazıyor.
Onların ilgilerine katılın. Anne babalar çocuklarının sağlıklı ilgi alanlarına karşı çıkmamalıdır. Bunun yerine daha fazla keşfetmeleri için fırsatlar sunmalı ve mümkünse kaynak sağlamalıdır. Çocukları onlarla aynı ilgi alanına sahip yetişkinlerle tanıştırmak da faydalıdır; içlerinden birisi mentor vazifesi görebilir. Çocuklar başka arayışlara girse bile onların kendi yollarını belirlemesine izin vermek de hayati önem taşır.
Olumlu olun, bildiklerinizi paylaşın. Olumlu bir zihin yapısına sahip olmak ve çocuklara bunu aktarmaya çalışmak onların hayatları üzerinde bir temsil hissine sahip olmalarını sağlayabilir. Anne babalar hayattaki zorlukların ve başarısızlıkların üstünü örtmeye çalışmamalı ama aynı zamanda her talihsizliği kaçınılmaz bir felaketmiş gibi yorumlamaktan da kaçınmalıdır. Çocuklar hayatta karşılaşacakları zorlukları, ele alacakları durumlar olarak görürlerse kendilerine güvenleri gelişir. Anne babaların ayrıca iş hayatları ve ilişkileri hakkında konuşarak, öğrendikleri şeyleri paylaşmaları faydalı olabilir.
İş yapmalarına izin verin. Bir çocuk kendisine bir amaç belirler gibi olduğunda hemen atlayıp ona “yardım etmek” çok cazip görünse de anne babaların çocuklarıyla aralarına sağlıklı bir mesafe koyması gerekiyor. Julie Lythcott-Haims, Bir Yetişkin Yetiştirmek adlı kitabında anne babaları çocuklarının iş teşebbüsü ya da yardım toplama çabalarına karışıp bu çabaları yönlendirmemeleri konusunda uyarıyor. “Unutmayın, o organizasyonu siz kurarsanız, satılacak şeylerin siparişini siz verirseniz ya da toplanan malzemelerin depolanma işine çözüm getirirseniz çocuğunuzun yaptığı şey, hazırladığı poster ya da pankartın önünde durup gülümsemek, insanlardan para ya da bağış toplamaktan ibaret kalır. Bu şekilde çocuğunuzun diğer özellikleri geliştirmesine yardımcı olamazsınız.” Çocuğunuzun en çok neye ilgi duyduğunu gözlemleyip, yumuşak ifadeli sorular sorarak ne yaptığını takip etmek çok daha iyidir.
Çocuklarınızı yaptıkları şeylerin önemli olduğuna inanmaya yüreklendirin. Çocukların, yaptıkları şeylerin başkaları üzerinde iyi ya da kötü bir etki uyandırdığını görmesi gerekir. Damon, “Anne babaların çocuklarına şu temel prensibi öğretmesi gerek: Bu dünyada ne yaparsan yap, önemlidir.” diye yazıyor. Çocuklarına güven aşılayıp, ailenin gündelik hayatı üzerinde etkili olan ev işlerini görev olarak veren anne babalar aslında bu şekilde çocuklarına, yaptıkları her şeyin bir etkisi olduğunu öğretirler. Anne babalar çocuklarına bu mesajı vermek için onları gönüllülük işlerine yönlendirebilir, evdeki çiçeklerin ya da evcil hayvanların bakımını onlara verebilir ve her fırsatta bunların yarattığı etkilerden söz edebilirler.
Şimdi on dokuz yaşında olan ve Boston College’a giden Jack Bacon, kendisine bir amaç edinmesinin kökeninde, anne babasının ona hep hayatının önemli olduğunu öğretmesi olduğunu söylüyor. “Dolaylı da olsa, sadece yaşayıp gitmeyeceğimi, bir şeyler yapabileceğimi anlamıştım hep.” diyor. Hâlâ amaçlarını gerçekleştirmeye odaklanmış durumda, notlarını yüksek tutmaya, kalecilik becerilerini artırmaya ve daha iyi bir insan olmaya çalışıyor. “Her gün benim için ayrı önem taşıyor çünkü her gün gelişmeye devam etmek istiyorum.”
Kaynak: https://www.kqed.org/mindshift/48013/how-parents-can-help-kids-develop-a-sense-of-purpose