Childhood Obesity adlı tıp dergisinde, büyükanne ve dedelerin torunlarının kilolarını farklı şekillerde etkileyebildiğini ileri süren bir makale yayınlandı. Aile büyükleri, çocukların günlük yeme alışkanlıklarını ve fiziksel aktivitelerini etkileyebildikleri gibi sağlıklı bir yaşamın ne olduğuna dair algılarını da değiştirebilirler.
Araştırmacı ve Washington Üniversitesi’nde yardımcı doçent olan Ruopeng An, “Son yıllarda ortalama yaşam süresinde hızlı bir artış oldu. Yaşça büyük yetişkinler daha fazla yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda daha sağlıklı ve verimli hayatlar da sürdürüyorlar.” diyor.
“Büyükanne ve dede olmak, çoğu insan için hayatının ilerleyen dönemindeki en büyük olay. Büyükanne ve büyükbabaların torunlarına bakması da zaman içinde hem ABD’de hem de diğer ülkelerde oldukça yaygın bir hal aldı.”
Pew Araştırma Merkezi yaptığı bir ankette, yaşça büyük insanlara yaşlanma sürecindeki en değerli tecrübelerini sordu. Erkeklerin yüzde 19’u ve kadınların da yüzde 31’i, en değerli tecrübelerinin torunlarıyla vakit geçirmek olduğunu söylediler.
Bazı büyükanne ve dedeler torunlarıyla yoğun şekilde ilgilenirken, diğerleri torunlarına ara ara bakıyor. ABD verilerine göre büyükanne ve dedelerin yüzde 40’ı torunuyla sık sık ilgileniyor ve yaklaşık 3’te 1’i de günlük işler, ev işi ya da tamiratı gibi görevlerde çocuklarına yardım ediyorlar.
“Büyükanne ve dedelerin torunlarının büyümesi ve gelişimi üzerindeki etkisi çok derin olabilir.” diyor An. “Büyükanne ve dedeler torunlarına bilgelik sunarak, gelenekleri öğreterek, rehberlik ederek ve hatıralar yaratarak çoğu zaman torunlarının yaşam boyu değer vereceği ve yararlanacağı bir miras bırakırlar. Ancak, bakımlarından kaynaklanan bazı negatif etkiler de söz konusu olabilir ve bu etkileri görmezden gelmemeliyiz.”
“Ne kadar çok, o kadar iyi”
Araştırma için An ve meslektaşları, büyükanne ve dede bakımı ile çocukluk çağında obezite arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimsel makalelerin kapsamlı bir değerlendirmesini ve veri analizini yaptılar.
Çin’den sekiz, Japonya’dan beş, İngiltere’den üç, ABD’den iki ve diğer beş ülkeden birer tane olmak üzere toplam 23 araştırmayı incelediler. Bu araştırmalardan 12’si, büyükanne ve dedelerin aile içinde birincil bakım veren rolünü üstlendikleri durumları; kalan 7’si ise yardımcı oldukları durumları inceliyordu.
An, “Kendi gençliklerinde açlığı ve yoksulluğu tecrübe ettikleri için, refah ve iyi beslenmek çoğu büyükanne ve dedenin değer verdiği ve istediği şeyler. Geçmiş tecrübelerini torunlarına aktarmaktan çekiniyorlar ama aslında durum tam tersi: Torunları, gıda “bataklıklarından” ve giderek büyüyen porsiyonlardan ibaret bir dünyaya karşı savaş veriyorlar.” diyor.
“‘Ne kadar çok, o kadar iyi’ fikri hala mevcut.” diyor. “Bazı büyükanne ve dedeler, çocuklarda fazla kilonun sağlıklı olmayı işaret ettiğini düşünebilir. Bu yüzden de çocukları daha sık ve daha büyük porsiyonlar yemeleri için teşvik edebilirler.”
“Büyükanneler ve dedeler, torunlarına sevgilerini ve nezaketlerini göstermenin bir yolu olarak onlara tatlı ve kızarmış yiyecekler ikram edebilirler. Hatta bazı kültürlerdeki büyükanne ve dedelerin, çocukları önemli bir fiziksel aktivite türü olan ev işi yapmaktan muaf tutması da sıkça görülür.”
Farklı kültürlerde benzer sonuçlar
An, büyükanne ve dede bakımı ile çocukluk çağı obezite arasındaki pozitif ilişki konusunda farklı ülkeler arasında bir fark olmadığını keşfettiğinde çok şaşırdı.
“Büyükanne ve dede bakımının derin kültürel kökenlere sahip olduğu biliniyor.” diyor. “Ziarat Hossain’in araştırmasına göre, batı ülkelerindeki büyükanne ve dedeler yalnızca çağrıldıklarında ve ihtiyaç duyulduğunda bakım veriyor ve bu ‘karışmama yaklaşımı’ olarak biliniyor.”
An şöyle devam ediyor: “Öte yandan, Asya ve Afrika ülkelerindeki büyükanne ve dedeler torunlarının hayatlarında o kadar aktif ve doğrudan bir rol oynuyorlar ki bazen ‘ek ebeveynler’ olarak görülüyorlar. Büyükanne ve dede bakımının çocukluk çağı obezitesi üzerindeki etkisinin farkını vurgulayan şey nedir? Şu anda somut bir sonuç çıkarılamıyor ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”
Toplu analiz, büyükanne ve dedenin çocuğa bakması ile çocukluk çağı obezitesi arasında pozitif bir bağlantı olduğunu belirtse de, büyükanne ve dede bakımının çocukların BMI (vücut kitle endeksi) z-skorlarıyla bir ilişkisine rastlanmadı. (BMI, çocuk ağırlığını yaş ve cinsiyete uygun şekilde ölçen bir metod. Z-skoru ise, bir veri noktasının ortalamasından ne kadar uzakta olduğu hakkında fikir verir.)
“İncelemeye dahil edilen yalnızca dört çalışmanın çocukların BMI z-skorlarını analiz ettiği düşünüldüğünde, bu durum muhtemelen istatistiksel güç eksikliğinden kaynaklanıyor. Büyükanne ve dede çocuk bakımı ile çocukluk çağı obezitesi arasındaki ilişkinin basit bir doğrusal ilişkiden daha karmaşık olması da mümkün gözüküyor.” diyor An.
An, “Büyükanne ve dedenin etkisi çok katmanlı ve karmaşık.” diyor ve ekliyor, “Değerli ve şefkatli ilişkilerinden en iyi şekilde yararlanmaları için hem büyükanne ve dedelere hem de torunlarına araştırmalarımız yoluyla bilimsel destek sağlamayı umuyoruz.”
Kaynak: https://www.futurity.org/grandparents-children-obesity-body-weight-2275202/