Milyonlarca dolarlık beyin eğitimi endüstrisi “saldırı altında”. 2014 yılının Ekim ayında, 100’den fazla seçkin nörobilim uzmanı ve psikologdan oluşan bir grup bilim insanı, “zeka oyunlarının sıklıkla abartıldığı ve bazen de yanıltıcı olduğu” konusunda uyarı niteliği taşıyan bir yazı yayınladılar. Bu yılın başlarında ise bilim insanları tarafından tasarlanmış bir beyin egzersizi uygulaması olan Lumosity, 2 milyon dolarlık para cezasına çarptırıldı. Şirket, ürünlerinin zihinsel becerileri geliştirdiği ve zihinsel yeteneklerdeki yaşa bağlı sıkıntıların ilerlemesini yavaşlattığı iddialarıyla kandırılan binlerce müşteriye para iadesi yapmak zorunda kaldı. Ayrıca, bu tür ürünlerin faydaları üzerine yapılan araştırmaları inceleyen yeni bir çalışma, “beyin egzersizlerinin günlük bilişsel performansı geliştirdiğiyle ilgili çok az kanıt bulunduğunu” gösteriyor.
Beyin egzersizi oyunları ve uygulamaları beklentileri karşılayamasa da genel beyin sağlığımızı geliştirecek ve yaşlılıkta bunu korumamıza yardımcı olacak nörolojik faydalar sağlayan aktiviteler ve yaşam tarzı alışkanlıkları mevcut. Bunlardan biri müzik eğitimi. Araştırmalar, bir müzik aleti çalmayı öğrenmenin hem çocuklar hem de yetişkinler için faydalı olduğunu, hatta beyni hasar almış hastalara iyileşme sürecinde yardım edebileceğini gösteriyor.
Westminster Üniversitesi’nden nöropsikolog Catherine Loveday, “Müziğin eşsiz bir gücü var.” diyor. “Onunla kurduğumuz duygusal bağ sayesinde beyni çok güçlü bir şekilde uyarıyor.”
Bir müzik aleti çalmak, küçük kas becerilerinin yanı sıra görme, duyma ve dokunma duyularından gelen bilgiyi işlemeyi içeren yoğun ve karmaşık bir deneyimdir. Bu öğrenme süreci, beyinde uzun vadeli değişimlerin meydana gelmesine yol açar. Profesyonel müzisyenler, yıllarını müzik çalışmalarına adayan yetenekli sanatçılardır. Müzisyenler, sinirbilimcilerin “deneyime bağlı plastisite” olarak adlandırdıkları bu değişimlerin yaşam boyu nasıl ortaya çıktığını incelemeleri için doğal bir “laboratuvar” gibidirler.
Beyin yapısındaki değişimler
Erken beyin tarama çalışmaları, aynı yaş grubundaki müzik aleti çalan ve çalmayan insanlar arasındaki ciddi farkları ortaya koyuyor. Örneğin, beynin iki tarafını birbirine bağlayan büyük bir sinir dokusu demeti olan “korpus kallosum”, müzisyenlerde daha büyük. Hareket, işitme ve görsel-uzaysal yeteneklerle ilgilenen beyin bölgelerinin de özellikle profesyonel klavye sanatçılarında daha büyük olduğu gözlemlendi. Sol el duyu bilgilerini işlemekle görevli bölüm ise keman çalan insanlarda daha büyük.
Bu çalışmalar, farklı insan gruplarından elde edilen verileri tek seferde karşılaştırdı. Bu nedenle, gözlenen farklılıkların müzik eğitiminden mi, yoksa mevcut anatomik farkların bazı insanları müzisyen olmaya itmesinden mi kaynaklandığını belirleyemediler. Ancak daha sonra gerçekleşen ve insanları zaman içinde izleyen uzun soluklu çalışmalar sonucu, 14 ay boyunca müzik eğitimi alan küçük çocukların diğerleriyle karşılaştırıldığında, yapısal ve işlevsel açıdan dikkat çekici değişimler gösterdikleri ortaya çıktı.
Bu araştırmaların tümü, müzik aleti çalmayı öğrenmenin yalnızca beynin çeşitli bölgelerindeki gri madde hacmini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda aralarındaki bağlantıları da güçlendirdiğini gösteriyor. Başka çalışmalar ise müzik eğitiminin sözel hafızayı, uzamsal akıl yürütmeyi ve okuryazarlık becerilerini geliştirdiğini ve böylece müzisyenlerin bu becerilerde diğer insanlardan daha başarılı olduğunu buldu.
Müzisyenlere sağladığı uzun süreli faydalar
Beyin tarama çalışmaları, müzisyenlerin beynindeki anatomik değişimin derecesinin, müzik eğitiminin başladığı yaş ve eğitimin yoğunluğu ile yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Eğitime en erken yaşta başlayanlar, müzisyen olmayanlara göre en büyük değişiklikleri gösterdi.
Erken çocukluk dönemindeki kısa süreli müzik eğitiminin bile uzun süreli faydaları olabilir. Örneğin, 2013 yılına ait bir çalışmada araştırmacılar, 44 yetişkini çocukken aldıkları müzik eğitimi seviyesine göre üç gruba ayırdı. İlk gruptaki katılımcılar hiç müzik eğitimi almamıştı; ikinci gruptaki katılımcılar bir ila üç yıllık dersler olarak tanımlanan kısa süreli bir eğitim almışlardı ve son gruptaki katılımcılar ise orta düzeyde (4-14 yıl) müzik eğitimi almışlardı.
Araştırmacılar, katılımcılara karmaşık konuşma seslerini içeren kayıtlar dinlettiler ve işitsel beyin sapının bir bölümündeki sinirsel tepkilerin zamanlamasını ölçmek için elektrot kullandılar. Yaşlandıkça bu zamanlamanın hassasiyeti bozulur, özellikle arka plan gürültüsünün çok olduğu ortamlarda konuşmayı, anlamayı zorlaştırır. Orta derecede müzik eğitimi almış katılımcılar, en hızlı sinirsel tepkileri sergilediler; bu, çocuklukta alınan sınırlı bir eğitimin bile konuşma seslerinin hassas şekilde işlenme becerisini koruyabileceğini ve işitme duyusunda yaşa bağlı düşüşe karşı dayanıklılığı artırabileceğini gösteriyor.
Yakın bir zamanda, müzik eğitiminin felçten ve diğer beyin hasarlarından iyileşen hastaların rehabilitasyonunu kolaylaştırdığı ortaya çıktı ve bunun üzerine bazı araştırmacılar, müzik eğitiminin disleksi ve diğer dil bozukluğu olan çocuklarda konuşma sürecini ve öğrenmeyi de geliştirebileceğini savunuyorlar.
Üstelik, müzik eğitiminin faydaları yıllarca, hatta on yıllarca sürecek gibi görünüyor ve tüm kanıtlara bakınca açığa çıkan sonuç şu: Çocuklukta müzik aleti çalmayı öğrenmek, beyni bilişsel bozulma ve bunamaya karşı koruyor.
Yalnıca söz konusu becerilerdeki performansı artıran ticari beyin egzersizi ürünlerinin aksine, müzik eğitimi psikologların “transfer etkisi” olarak adlandırdığı şeye sahip. Yani, bir müzik aleti çalmayı öğrenmenin beyin ve zihinsel işlev üzerinde çok daha geniş etkileri olduğu görülüyor ve ayrıca alakasız gibi görünen başka becerileri de geliştiriyor.
“Müzik, başka şeylerin erişemediği beyin bölgelerine erişiyor.” diyor Loveday. “Müzik, beyni eşsiz bir şekilde büyüten çok güçlü bir bilişsel uyarıcı ve müzik eğitiminin işler bellek ve dil gibi becerileri geliştirdiği apaçık ortada.”
Tüm bunlara bakacak olursak, müzik aleti çalmayı öğrenmek, beyin egzersizi tekniklerinin en etkili biçimlerinden biri gibi görünüyor. Müzik eğitimi, hangi enstrümanın öğrenildiğine ve eğitimin yoğunluğuna bağlı olarak, beyinde çeşitli yapısal ve işlevsel değişimleri tetikliyor.